Senaryo yazımı ve film diline dair önemli terimleri bulabilirsiniz.
ARKETİP NEDİR?
Arketip, Carl Jung tarafından psikolojiye kazandırılmış bir kavramdır ve evrensel, kalıtsal olarak paylaşılan bilinçdışı imgeleri veya simgeleri ifade eder. Arketipler, mitolojilerde, masallarda, edebiyatta ve sanatta tekrar tekrar karşımıza çıkan temel karakterler, temalar ve motiflerdir.
Arketiplerin Özellikleri:
- Evrensellik: Arketipler, kültürler ve zamanlar arasında ortak temalar ve imgeler içerir. Örneğin, “kahraman”, “anne”, “bilge yaşlı adam” gibi figürler her kültürde ve dönemde bulunabilir.
- Temsil Gücü: Arketipler, insan deneyimlerinin temel ve ortak yönlerini temsil eder. Onlar, insanların içsel dünyalarını, çatışmalarını ve gelişim süreçlerini yansıtır.
- Derinlik ve Anlam: Arketipler, yüzeyin ötesinde derin anlamlar taşır. Bir hikayedeki arketip, karakterin içsel yolculuğunu ve dönüşümünü derinlemesine anlatır.
- Kolektif Bilinçdışının Ürünü: Jung’a göre, arketipler, insanlığın kolektif bilinçdışında yer alır ve nesiller boyu aktarılır.
Arketiplerin Örnekleri:
- Kahraman (Hero): Maceraya atılan, engellerle mücadele eden ve sonunda zafer kazanan karakter. Örneğin, Kral Arthur, Luke Skywalker.
- Anne (Mother): Şefkat, koruma ve besleyicilik temsil eden figür. Örneğin, Demeter, Mary Poppins.
- Gölgeler (Shadow): Karakterin karanlık, bastırılmış veya olumsuz yönlerini temsil eder. Örneğin, Darth Vader, Mr. Hyde.
- Bilge Yaşlı Adam/Kadın (Wise Old Man/Woman): Bilgi ve rehberlik sunan figür. Örneğin, Gandalf, Yoda.
Arketiplerin Hikaye Anlatımındaki Rolü:
Arketipler, hikaye anlatımında güçlü bir araçtır çünkü izleyici veya okuyucu, bu arketiplerle kolayca bağ kurabilir. Arketipler, hikayeye evrensel bir çekicilik katar ve karakterlerin içsel yolculuklarını daha derin ve anlamlı hale getirir. Bu nedenle, arketipleri kullanmak, hikayelerin daha etkili ve unutulmaz olmasını sağlar.
HARAGEİ TEKNİĞİ NEDİR?
Haragei, Japonca’dan kelime olarak çevrildiğinde ‘mide sanatı’ anlamına gelse de ifade ettiği Japon kültüründe bir iletişim biçimidir. “Sessiz iletişim” veya “sessiz iletişim sanatı” olarak çevrilebilir. Haragei, sözsüz iletişim, jestler, bakışlar, beden dili ve sessizlik gibi faktörlerin önemli olduğu bir iletişim tarzıdır. Özellikle Japon kültüründe, haragei, duygusal durumları, düşünceleri ve niyetleri ifade etmek için önemli bir araç olarak kabul edilir. Bu teknik, özellikle iş ortamlarında, ilişkilerde ve günlük etkileşimlerde kullanılmaktadır.
Sinemada ise oyuncunun beylik, abartılı aşırı teatral ifade tarzlarından kaçınıp sakin ve kayıtsız bir oyunculuk tarzını ifade eder.
MOSJUKIN DENEYİ NEDİR?
Rus psikolog Vladimir Mosjukin tarafından yapılan bir deneydir. Bu deney, insanların yüz ifadelerini ve beden dilini kullanarak duyguları nasıl iletebildiklerini incelemek için yapılmıştır.
Mosjukin, katılımcılara duygusal yüz ifadeleri ve beden dili kullanarak belirli duyguları (mutluluk, üzüntü, korku, öfke vb.) taklit etmelerini istemiştir. Ardından, bu taklit edilmiş duygusal ifadeleri diğer insanlara göstererek, gerçek duygusal ifadelerle karşılaştırmıştır.
Deney sonuçları, insanların duygusal ifadelerini taklit ederek gerçek duyguları deneyimleyebildiklerini ve bu taklitlerin çevrelerindeki insanlar üzerinde benzer duygusal etkiler yaratabileceğini göstermiştir. Bu deney, duygusal ifadelerin ve beden dilinin insan iletişiminde ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Sinemada zaman zaman Kuleşov etkisi ile karıştırılsa da bu deneyin etkisi oyuncunun yüzünün hareketsizliğine, yakın plandan görüldüğü anda olan ifadesel nötrlüğüne dayanır ve adeta üçüncü bir sahne varmış gibi oyunculuk sıfır dereceye indirgenip tüm güç sadece montaja ve yönetmene aktarılmış olmaktadır. Yönetmen bu gücü yakın plan çekim, yukarıdan çekim, alttan çekim gibi yöntemlerle kullanmaktadır. Tıpkı Hitchcock filmlerinde olduğu gibi…1
PLONGE/PLONJE NEDİR?
Yukarıdan aşağıya doğru görüş, üst açı.
ŞARAD NEDİR?
Sembol ya da simgelerle anlatılan bir düşüncenin seyirciye iletilmesi. Başka bir ifadeyle diyaloğa yer verilmeden görsel olarak anlatma şeklidir. Bir anne çocuğunu özlemiştir. Bunun için karaktere “Yavrumu özledim.” dedirtmek en kolayıdır. Ama sinema göstererek anlatma olduğu için bunu sinemasal yollarla anlatabiliriz. Senaryoda kadının çocuğunu özlediği bilgisi şarad ile verilebilir. Şöyle ki:
“Kadın ayağa kalkar. Salondan küçük odaya geçer. Masada küçük kızının fotoğrafı vardır. Fotoğrafı yakından görürüz. Fotoğraftaki gayet sevimli beş – altı yaşlarında minik bir kız çocuğudur. Fotoğrafı eline alır. Öper… Öper… Öper…“
Görüldüğü üzere karakteri konuşturmak yerine şarad yoluyla aynı anlamı daha yoğun bir şekilde verebildik. Buradaki anlatım daha kısa olabileceği gibi daha uzun daha ayrıntılı da olabilir. Buradan sonrası senaristin kendi yeteneğine kalmış. Ayrıca burada <<yakından görürüz>> ifadesi kamera ile yakın çekimi anlatır. Eğer yazar ile yönetmen aynı kişi değilse kamera hareketleri yerine bu şekilde ifade etmek yönetmenin alanına girmemek açısından daha isabetlidir.2
“HOT SCRIPT” NEDİR?
“Hot script” terimi, sinema ve televizyon dünyasında çok popüler olan ve büyük ilgi gören senaryoları tanımlamak için kullanılır. Bu tür senaryolar, genellikle birçok yapımcının ve stüdyonun dikkatini çeker, hızlıca satın alınır veya prodüksiyona geçer. “Hot script” bir senaryo, özgünlük, güçlü karakterler, ilgi çekici bir hikaye veya potansiyel ticari başarı gibi özelliklerle öne çıkar.
Özetle, “hot script” terimi, sektörde büyük heyecan yaratan ve yüksek talep gören senaryoları ifade eder.
Türkçede “hot script” terimi genellikle “çok popüler senaryo” veya “çok tutulan senaryo” olarak çevrilebilir. Ancak, bu terim sinema ve televizyon endüstrisinde özel bir anlam taşıdığından, bazen orijinal haliyle de kullanılabilir. Örneğin:
- “Bu yılın en çok konuşulan ‘hot script’i sonunda film oluyor.”
- “Yazarın yeni senaryosu şimdiden bir ‘hot script’ olarak kabul ediliyor.”
- “Birçok yapımcı, şu an piyasadaki en popüler senaryolardan biri olan bu ‘hot script’ için yarışıyor.”
Türkçe’de bu terim, sinema sektöründe yaygın olarak kullanılan İngilizce terimler arasında yer alabilir ve özellikle sektör profesyonelleri tarafından bu şekilde ifade edilebilir.
Elliot Grove, “Raindance Writers’ lab write + sell the hot screenplay” adlı kitabında ise bir kişinin senaryonuz için para teklif etmesi halinde sizin bir “hot script” sahibi olduğunuzu ifade eder.
“PAN” NEDİR?
Kameranın sabit düzlemde yavaşça bir özneden diğerine geçiş yapma hareketidir. Kamera kendi ekseni etrafında sağa sola çevrilmektedir.
“Uyum Kesmesi (Match Cut)” NEDİR?
Uyum kesmesi, sinemada iki sahnenin ya da planın görsel veya tematik bir benzerlik aracılığıyla birbirine bağlandığı bir kurgulama tekniğidir. Bu teknik, izleyicinin dikkatini çeker, iki sahne arasında bir bağlantı kurar ve genellikle bir anlatı veya anlam derinliği yaratır. Uyum kesmesi, hem görsel hem de tematik olarak kullanılabilir.
Görsel Uyum Kesmesi
Görsel uyum kesmesi, iki sahnenin görsel unsurlarının (şekil, renk, hareket vb.) birbirine benzediği durumlarda kullanılır. Bu teknik, izleyicinin bir sahneden diğerine geçişini yumuşatır ve kesintisiz bir anlatı oluşturur. İşte bazı örnekler:
- 2001: A Space Odyssey (1968)
- Stanley Kubrick’in bu filminde, ilkel bir insanın bir kemik fırlatması ve bu kemiğin dönerek uzayda bir uyduya dönüşmesi ile yapılan uyum kesmesi, zaman ve mekan arasında büyük bir sıçrama yapar. Bu, insanlığın teknolojik evriminin bir sembolü olarak kullanılmıştır.
- Psycho (1960)
- Alfred Hitchcock’un “Psycho” filminde, suyun duş deliğinden akması sahnesinden sonra, Marion Crane’in gözünün görüntüsüne geçiş yapılır. Bu kesme, ölüm ve yaşam arasındaki geçişi ve karakterin kaderini vurgular.
Tematik Uyum Kesmesi
Tematik uyum kesmesi, iki sahnenin veya planın tematik olarak birbirine bağlandığı durumlarda kullanılır. Bu, genellikle hikaye anlatımını güçlendirir ve izleyicinin sahneler arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine anlamasını sağlar. İşte bazı örnekler:
- Lawrence of Arabia (1962)
- David Lean’in bu filminde, Lawrence’ın kibrit çakma sahnesi, ardından doğan güneşin çöl üzerinde yükselmesiyle uyum kesmesi yapılır. Bu, Lawrence’ın içsel keşfi ve çöl ile olan ilişkisini simgeler.
- The Graduate (1967)
- Mike Nichols’ın filminde, Dustin Hoffman’s karakteri Benjamin, havuzda yüzerken bir sahneden yatağa uzanırken diğer sahneye geçiş yapılır. Bu, karakterin hayatındaki durgunluk ve belirsizliği tematik olarak bağlar.
Uyum Kesmesinin Faydaları
- Akıcılığı Artırır:
- Uyum kesmesi, izleyicinin sahneler arasındaki geçişi daha doğal ve akıcı bir şekilde algılamasını sağlar. Bu, anlatının kesintisiz ve sorunsuz devam etmesine yardımcı olur.
- Anlatımı Güçlendirir:
- İki sahne arasındaki görsel veya tematik bağlantılar, hikayeyi derinleştirir ve izleyicinin anlamını zenginleştirir. Bu, filmin genel mesajını ve temasını vurgular.
- Duygusal Etkiyi Artırır:
- Uyum kesmesi, izleyicinin duygusal tepkisini yönlendirir ve yoğunlaştırır. Bu teknik, dramatik anları ve karakter gelişimini daha etkili kılar.
- Zaman ve Mekan Atlamaları Yapar:
- Uyum kesmesi, zaman ve mekan arasında büyük sıçramalar yaparak hikayenin geniş kapsamlı bir anlatıya dönüşmesine yardımcı olur. Bu, özellikle epik ve geniş ölçekli hikayelerde yaygın olarak kullanılır.
Uyum kesmesi, sinemada güçlü bir kurgulama tekniğidir. Hem görsel hem de tematik olarak kullanılan bu teknik, hikaye anlatımını derinleştirir, sahneler arasındaki bağlantıyı güçlendirir ve izleyicinin filmi daha bütünsel ve anlamlı bir şekilde deneyimlemesini sağlar. Sinema tarihinde birçok unutulmaz uyum kesmesi örneği bulunmaktadır ve bu teknik, gelecekte de sinemacılar tarafından sıkça kullanılmaya devam edecektir.